“28 Temmuz’da ilki Manavgat’ta başlayan ve Ege, Akdeniz başta olmak üzere ülkemizin sahillerine, ormanlık alanlarına yayılan yangın felaketinin yaraları sarılamadan, bu kez Batı Karadeniz illerimizde bazı ilçelerin haritadan silinmesine yol açan sel felaketiyle karşı karşıyayız. Orman yangınlarından önce de Rize ve Artvin’de yine ağır sel felaketi, can ve mal kayıpları yaşadık. Gittikçe sıklaşan sel ve heyelan felaketlerinin ardında, iktidarın bu bölgenin ormanlarını, yaylalarını, derelerini, çaylarını, ırmaklarını yıllardır rant uğruna yandaşlarına peşkeş çekmesi yatmaktadır. Yüksek kâr-kazanç hırsıyla dağıtılan HES lisanlarıyla yönü değiştirilen dere yatakları, katledilen ormanlar, yapılaşmaya açılan yaylalar bugünkü felaketlere zemin hazırladı. İktidar müteahhitlerine verilen maden ruhsatlarıyla dağlar, ormanlar biçildi. Karadeniz’in fındığı, çayı, doğası para uğruna siyanürle ve ağır kimyasallarla zehirlendi. Ege’de, Akdeniz’de en güzel sahillere, yeşilin ortasına inşa edilen termik santrallar, Akkuyu’da yapımı süren Nükleer Santral, denizler doldurularak inşa edilen havaalanları, duble yollarla ekolojik denge, canlı yaşam alanları, habitat altüst edildi. Doğayla uyumsuz yapılaşmalara verilen izinlerle, rant hırsıyla değiştirilen imar planlarıyla insanlarımıza dere yataklarında, heyelan riski olan yerlerde çok katlı mezarlar inşa edilmesine göz yumuldu. Bir yandan göstermelik sıfır atık kampanyaları başlatan iktidar diğer yandan Türkiye’yi Avrupa’nın plastik ve kimyasal çöplerinin bir numaralı ithalatçısı haline getirdi. Marmara denizi çöp ve atıklarla, müsilaj felaketiyle boğuldu. Sözde plastik çöp ithalatına iki ay önce getirilen kısıtlamalar, daha uygulamaya giremeden ithal çöpten milyarlar kazanan ‘İthal çöp lobisi’nin baskısıyla, bir ayda yürürlükten kaldırıldı. Kadına, çocuğa şiddetin, cinayetlerin, taciz ve tecavüzlerin önlenmesini öngören İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek Türkiye’yi uygar dünyadan uzaklaştıran iktidar, 2015’te imzaladığı Paris İklim Anlaşması’nı yıllardır TBMM onayına getirmeyerek, çevre katliamını sürdürmekten vazgeçmek istemiyor. Ülkemizi Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen ile birlikte İklim Anlaşması’nı onaylamayan dünyadaki 6 ülke arasına sokarak, Türkiye’yi hak etmediği şekilde, çevreye-insana-canlılara saygısız, kazanç için doğayı katletmekte sakınca görmeyen ülkeler arasına ve ‘utanç listesine’ dahil ediyor. Rize-İkizdere’de ormanlarına sahip çıkan, kazma-kürekle bekçilik yapan kadınların üzerine TOMA’lar gönderen iktidar ve müteahhitleri karşısında, direnen cesur kadınların haklılığı peş peşe yaşanan sel felaketleriyle teyit ediliyor. Uyguladığı politikalarla çevre katliamı ve felaketlere zemin hazırlayan iktidar, doğayı, çevreyi korumak için kaynak ayırmaktan kaçarken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, adındaki çevre dışında kupon arazilerde rant ve inşaat bakanlığına dönüştürüldü. İktidar, felaketlerin mağdurları için elindeki tüm kaynakları seferber ederek yaraları bir an önce sarmak yerine, Cumhurbaşkanı kararıyla yardım kampanyası başlatıp, IBAN numaraları duyuruyor. Afetlerin bedelini mağdurlara, halka ödetme uyanıklığıyla, halkın cebindeki son kuruşa da göz dikme aymazlığını pervasızca sergiliyor.”
KOORDİNATÖR BAŞDANIŞMANI TOPRAK: YILLARDIR İKLİM ANLAŞMASINI ONAYLAMAYAN İKTİDAR, FELAKETLERE ZEMİN HAZIRLIYOR

CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, iktidarın 2015’te imzaladığı iklim anlaşmasını TBMM’ye getirmediğini belirterek; ‘Art arda yaşanan çevre felaketlerinin, insani, ekonomik ve doğa yıkımlarının ardında kârve çıkar uğruna doğaya verilen her türlü zararı mübah gören bu zihniyet var’ dedi.
İktidarın yıllardır ülkenin sahillerinin, havzalarının, ormanlarının, su kaynaklarının kılcal damarlarıyla oynadığını, ekolojik dengelerialtüst ettiğini öne süren Erdoğan Toprak, şu açıklamalarda bulundu;
BENZER HABERLER
-
PSG ve ECA Başkanı Nasser al-Khelaïfi ile 48 saat
-
Canik'ten Avrupa'da Tarihi Zafer
-
Sensodyne deprem bölgesinde Ağız ve Diş Sağlığı Hizmet Birimleri kuruyor
-
Mevsimsel depresyonda uyku ve iştah bozuluyor
-
Türkiye'nin En Sevilen Sanatçıları Binlerce Genç için Dayanışma Sahnesi'nde Buluştu!
-
Çok Yaşa Cumhuriyet 100. Yıl Marşı Beste Yarışması Başvuruları Başladı
YORUM BIRAK
YORUMLAR
Hiç yorum yapılmamış.
SON HABERLER
-
01
PSG ve ECA Başkanı Nasser al-Khelaïfi ile 48 saatFransız spor gazetesi L’Equipe, Paris Saint-Germain ve Avrupa Kulüpler Birliği (ECA) Başkanı Katarlı iş insanı Nasser al-Khelaïfi ile Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen ECA Genel Kurulu’nda 48 saat geçirdi. -
02
Canik'ten Avrupa'da Tarihi ZaferCanik Belediyespor Kulübü milli sporcuları Avrupa şampiyonu oldu. -
03
Sensodyne deprem bölgesinde Ağız ve Diş Sağlığı Hizmet Birimleri kuruyorAfet bölgesinde dayanışmaya devam eden Sensodyne, Türk Dişhekimleri Birliği ile Ağız ve Diş Sağlığı Hizmet Birimi projesini hayata geçiriyor. -
04
Mevsimsel depresyonda uyku ve iştah bozuluyorMevsimsel depresyon ile depresyon arasında bazı farklılıklar görülebildiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, en önemli farkın uyku ve iştahta bozulma olduğuna dikkat çekiyor. -
05
Türkiye'nin En Sevilen Sanatçıları Binlerce Genç için Dayanışma Sahnesi'nde Buluştu!Destek ve birliktelik Dayanışma Sahnesi’nde hayat buldu! DasDas, Zorlu PSM ve İhtiyaç Haritası, ülkemizde yaşanan deprem felaketinin ardından dayanışma ve birliktelik duygusunu 30 Mart akşamı Zorlu PSM’de Dayanışma Sahnesi’ne taşıdı. -
06
Çok Yaşa Cumhuriyet 100. Yıl Marşı Beste Yarışması Başvuruları BaşladıUluslararası sivil toplum kuruluşu JCI bünyesindeki Genç Liderler ve Girişimciler Derneği Bahçeşehir Şubesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. -
07
Aydın Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Dünya Tiyatro Haftası'nı Birbirinden Güzel Oyunlarla KutladıAydın Büyükşehir Belediyesi (ABB) Şehir Tiyatrosu, 27 Mart Dünya Tiyatro Haftası’na özel olarak hazırlanan birbirinden güzel oyunlarla seyircilerin karşısına çıktı. -
08
İBB Şehir Tiyatroları'ndan Bir Ibsen Klasiği: “Bir Halk Düşmanı"İstanbul Klasiklerle Buluşuyor başlığıyla duyurduğumuz 2022-2023 sezonu repertuvarının yeni oyunu Bir Halk Düşmanı, bir bilim insanı ve aydının, yalnız kalmak pahasına gerçekleri savunmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.